9 Şubat 2016 Salı

Göz nasıl çalışır? Nasıl görüyoruz?






Etrafımızı algılamayı, milyonlarca kilometredeki yıldızları görmeyi sağlayan göz, çok duyarlı ve oldukça karmaşık bir organdır. Gözlerimiz dünyanın en hızlı netlik yapan objektiflerimizdir. Aynı zamanda muhteşem bir diyafram ayarları ile ışığa anında uyum sağlar. Siz bu yazıyı okurken göz her bir saniyede 35 den fazla görüntüyü gönderir. Göz içerisindeki lens görüntüyü ters olarak retinada odaklar. Retina bu görüntüyü beyine iletir. Beyinde işlenme sonucu görme olayı gerçekleşir. Peki, bu nasıl gerçekleşiyor? Bu cevaptan önce göz yapısından bahsedelim.

Göz, göz çukurunda bulunan, iri bir bilye büyüklüğünde bir organdır. Gözün içinde bulunduğu ve kemiklerle çevrili bu boşluğa orbita (göz çukuru) ismi verilir.
Göz temel olarak 3 tabakadan oluşur. En dıştaki tabaka Sklera (sert tabaka, göz akı) diğer tabaka ise damar tabaka ve ağ tabakadır.

Sklera veya gözün akı: Gözün dışını çevreleyen beyaz ve saydam bir zardır. Göz küresini ve buna bağlı kasları koruyarak gözün hareketlerini kontrol eder. Göze gelen ışınlar ilk olarak burada kırılır. Aynı zamanda korneayı oluşturur.
Kornea denen bu saydam bölüm ışınların kırılarak göze girmesine yardımcı olur. Nesnelerin net bir şekilde görülebilmesi için korneanın her zaman saydam olması gereklidir. Eğer saydamlığını yitirirse göze yeterince ışık giremez ve görme olayı bulanıklaşır. Bu sebeple ışığın kolaylıkla geçebilmesi için kornea saydam olmalıdır. Bu nedenle yapısında tek bir kan damarı bile yoktur. İçerisinde sinir hücreleri bulunmaktadır. Bu özelliği ile kornea insan vücudunda kan gitmeyen tek yerdir. Oksijeni direk olarak havadan alır ve beslenmesini ise hemen arkasındaki sıvıdan sağlar.

Damar (koroid) tabaka:
Sert tabakanın altında yer alır ve bol kan damarlarının bulunduğu kısım olan damar tabaka gözün beslenmesinde görev alır. İris adında diyafram, göz bebeği (pupilla) ve göz merceği bu tabakanın farklılaşması sonucu oluşur.
İris: Göze direk karşıdan baktığımızda gördüğümüz renkli kısım irisdir. Ortasında siyah daire ise bir boşluk olan göz bebeğidir. Rengi insandan insana değişen iris göz bebeğini büyültüp küçültmeye yarayan kas liflerini kapsar. Lense gelecek ışıkların miktarını ayarlama görevi kaslı bir diyafram olan irisdedir. İrisde iki çeşit kas grubu bulunur. Dikey olarak yerleştirilmiş bulunan kas lifleri kasılarak göz bebeğinin genişlemesini, çember halinde yerleştirilmiş kas lifleri ise, kasıldıklarında göz bebeğinin büzülmesini sağlar. Böylelikle koşullara göre gözün içine uygun miktarda ışık girmesini sağlar.
Eğer iris böyle bir işleve sahip olmasıydı, sadece belirli bir ışıkta etrafı iyi görebilirdiniz. Biraz daha loş bir ortam zifiri karanlık haline gelir, biraz daha aydınlıkta ise gözleriniz tamamen kamaşırdı. Daha iyi bir görüş için göz bebeğimiz karanlıkta büyür ve ışık altında küçülür.

Göz merceği (lens): Göz bebeğinin hemen arkasında 1cm’lik çapında bulunan lenstir. Protein liflerinden oluşmuştur ve şekil değiştirme kabiliyeti vardır. Lensi iki yanından asılı tutan lifler hareketi yönetir. Yakına bakıldığında kaslar kasılır lensin ortası bombeleşir. Uzağa bakıldığında kaslar gevşer ve lensini ortası düzleşir. Böylece ışık uygun oranda kırılarak retinaya odaklanır.

Ağ tabaka (retina): Gözün üçüncü ve çok ince olan ağ tabaka, duyarlı bir tabakadır. Işık uyartılarının alındığı kısımdır. Renkli ve renksiz olarak görüntüler ağ tabaka tarafından alınarak sinirlere verilir. Bu sinirler ile görüntü beyne verilerek değerlendirilir. Görüntü ağ tabakanın her yerinde oluşabilir fakat en net görüntü sarı benekte oluşur.

Şimdi görme olayının nasıl gerçekleştiğine bakalım.

Işık ---------> kornea -------------> göz bebeği ------------- >göz merceği --------------- >retina (ağ tabaka)
Bir kişinin görebilmesi için ışık kaynağı gereklidir. Görme sırasında herhangi bir cisimden gelen ışık demetleri kornea ve gözbebeğinden geçtikten sonra göz merceğinden kırılarak geçer ve gözün arka tarafındaki retinaya yani görüntünün oluştuğu film tabakasına ulaşır. Burada ters olarak oluşan görüntü, elektrik sinyallerine dönüştürülerek bir milyondan fazla optik sinir aracılığı ile beynin arka tarafındaki görme merkezine iletilir. Beynin her iki yarım küresinde bulunan ve başımınız arka kısmında yer alan oksipital loplar elektrik sinyallerini analiz eder ve düz bir görüntü oluşur. Şuan okuduğunuz yazıda, uçsuz bucaksız manzarada birkaç santimetre küplük yerde oluşmaktadır. Şimdi bu bilgiyi daha dikkatli bir şekilde düşünelim. Görüyorum derken aslında gözümüze gelen ışınları elektrik sinyaline dönüşerek beynimize oluşturduğu etkiyi görüyoruz. Görüyorum derken aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyrederiz.

0 yorum :

Yorum Gönder